Günler kısaldığında ve sis Rockies’i kapladığında Alberta yepyeni bir yüzünü ortaya çıkarıyor. Karaçam ormanları alevler içinde, göller gümüş aynalara dönüşüyor ve her köşe unutulmuş bir efsaneyi fısıldıyor gibi görünüyor. Vahşi güzelliğin Cadılar Bayramı heyecanıyla buluştuğu Kanada’nın ürkütücü sezonuna hoş geldiniz.
Alberta, merak ve gizem arasında
Bu sadece bir varış noktası değil, aynı zamanda duyusal bir deneyim. Hava daha canlı, doğa daha teatral, hikayeler her zamankinden daha canlı. Bu sonbaharda her gölgenin bir hikaye anlattığı ilin büyüsüne kapılın.
Jasper Ulusal Parkı’nda dolunay ışığı altında yürüyüş yapın
Rocky Dağları’na gece çöktüğünde Jasper Ulusal Parkı neredeyse doğaüstü bir boyut kazanır. Dolunay ışığı altında dağlar hayaletimsi silüetlere dönüşüyor ve Maligne Gölü yıldızlı bir gökyüzünü yansıtıyor.
Rehberler yerel efsaneleri anlatıyor ve ormanın gece sesleri (baykuşlar, çakallar, çatırdayan dallar) heyecanı artırıyor.
Kaçırılmaması gereken: Ekim ayında gece gökyüzünün bir sanat eserine dönüştüğü bir etkinlik olan Jasper Karanlık Gökyüzü Festivali.
Rowley veya Wayne’in hayalet kasabalarını keşfedin
Unutulmuş Alberta’ya hoş geldiniz. Madenciliğin altın çağının kalıntıları olan bu hayalet köyler, zaman içinde donmuş gibi görünüyor.
Rowley’de bir avuç sakin, ahşap cephelerin ve rüzgarın tahtalar arasında ıslık çaldığı eski salonun bakımını esprili bir şekilde yapıyor.
Wayne’de, Çorak Topraklar’ın kalbinde yer alan Son Şans Salonu, altın arayıcılarının, kovboyların ve gelip geçen hayaletlerin binlerce hikayesini anlatıyor.
Bu ıssız yerler sonbaharda ayrı bir auraya bürünüyor: Işık sönüp toz dans ettiğinde geçmişin hâlâ fısıldadığına yemin edersiniz.
Calgary’nin Perili Evleri ve Edmonton’un Balkabağı Festivallerine Giriş Yapın
Ekim ayında Alberta kendini korkutmayı seviyor. Calgary’de heyecan arayanlar, gerçek boyutlu korku labirentlerinden geçeceğiniz iki sürükleyici deneyim olan ScreamFest ve Haunted Calgary’ye akın ediyor.
Daha kuzeyde, Edmonton renklerin büyüsünü tercih ediyor: balkabağı festivalleri çiftlikleri ve bahçeleri binlerce oyulmuş balkabağı ile aydınlatıyor. Sıcak karamelin tadına bakabilir, kendi fenerinizi yapabilir ve Tim Burton filmlerine yakışır bir sonbahar atmosferinin keyfini çıkarabilirsiniz.
Yerel İpucu: Eğlenceli, el yapımı bir balkabağı festivali için Prairie Gardens’a gidin.
Alberta’da Sonbahar Deneyimi
Karaçam ağaçları altın sarısına döndüğünde, buzul göllerinin turkuazı ile zirvelerin gümüşi grisi arasındaki kontrast, empresyonist bir tabloya yakışır bir palet oluşturuyor. Dağın sonbahardan kışa yavaşça geçişini hissetmek için mükemmel bir yer.
Banff Ulusal Parkı aynı derecede fotojenik yerlerle doludur: altın rengi halılarla kaplı vadiler, sisli yollar ve nefes kesici şafak yansımaları.
İpucu: Rocky Dağları’nda harika fotoğraflar çekmeye yönelik daha pratik ipuçları için Alberta Turizm’e danışın!
Banff’tan daha az ziyaret edilen, eyaletin güneyindeki Waterton Gölleri Milli Parkı az bilinen bir mücevherdir.
Çayırlar dağlara kadar dalgalanıyor, ormanlar rengarenk parlıyor ve göller gökyüzünün her nüansını yakalıyor.
Rüzgar, göle bakan efsanevi Prince of Wales Oteli’nin üzerinde yükseldiğinde, bu kadar çok gezginin neden “zamanın ötesinde” bir yerden bahsettiğini anlıyoruz.
Ayrıca uçsuz bucaksız çayırlarda özgürce hareket eden bizonları veya kara ayıları kış için emekli olmadan önce gözlemlemek için de mükemmel bir yerdir.
Peki ya tüm bunları Fransız gezginlerin gözünden keşfetseydiniz?
Pauline ve Nico, diğer adıyla @notresacadeux, bölgeyi kendi hızlarında keşfetmek için çantalarını Calgary’ye bıraktılar. Donmuş göller, yanan ormanlar ve uçsuz bucaksız gün batımları arasında çekilen fotoğraflar, iki mevsimin buluşmasının ve doğayı yeni gözlerle yeniden keşfedenlerin harikasının öyküsünü anlatıyor.
Metin ve görseller 360 Tourisme en France tarafından sağlanmıştır.