Atlantic Airways, 22 Mart 2024'ten 21 Ekim 2024'e kadar Paris-Charles-de-Gaulle havaalanı ile Vagar-FAE arasında haftada üç direkt uçuş sunarak 72 saatliğine uzaklaşmak ve ılıman iklimin tadını çıkarmak için ideal bir fırsat sunuyor. Faroe Adaları takımadalarında.
Paris'in karmaşasından üç saatten daha kısa bir mesafede bulunan Faroe Adaları, açık havada pillerinizi şarj etmek için mükemmel bir ortam sağlar. Küçük, otantik köyleri, sıcakkanlı yerli halkı ve nefes kesen manzaralarıyla, çoğu tünellerle birbirine bağlanan 18 adadan oluşan bu takımada, araba ile kolay ve kendi hızınızda keşif yapmanıza olanak tanıyor.
Faroe Adaları, Danimarka Krallığı'na bağlı özerk bir bölgedir.
Birleşik Krallık'ın 320 kilometre kuzey-kuzeybatısında yer alan adalar, Ağustos 2023 itibarıyla toplam 1.400 kilometre karelik bir alana ve 54.676 nüfusa sahip. Arazi engebeli ve kutup altı okyanus iklimi rüzgarlı, nemli, bulutlu ve Serin. Kuzey iklimine rağmen sıcaklıklar Körfez Akıntısı tarafından yumuşatılıyor ve yıl boyunca ortalama donma noktasının üzerinde seyrediyor; yazın 12°C, kışın ise 5°C civarında seyrediyor. Başkent ve en büyük şehir olan Tórshavn, yılda sadece 840 saat ile dünyadaki herhangi bir şehir arasında en az güneş ışığı alan şehirdir. (
Bir program fikri
1. Gün | Torshavn
Hala korunmuş olan bu takımadayı keşfetmek için başkentiyle başlamaktan daha iyi bir şey olamaz. Takımadaların en büyük şehri ve dünyanın en küçük başkenti olan Tórshavn, yeşil tepeler ile Atlantik Okyanusu arasında yer alan pitoresk bir kasabadır. Renkli çim çatılı evleri, şehir manzarasına İskandinav cazibesi katıyor.
Bu şehir, adaların tarihi ve kültürünün izini süren Ulusal Müze'den başlayarak ziyaret edilebilecek çok çeşitli tarihi ve kültürel mekanlar sunmaktadır. Keşfedilecek diğer ilgi çekici yerler arasında, limanın girişindeki küçük bir adada bulunan, 16. yüzyıldan kalma Fort Skansin bulunmaktadır.
Ayrıca Tórshavn'ın mutfak ortamı, geleneksel mutfaklardan yenilikçi füzyon mutfağına kadar çok çeşitlidir. Örneğin, geleneksel bir Faroe sazdan evinde yer alan Le Ræst, yalnızca bir restoran değil aynı zamanda Faroe mutfak mirasına açılan bir kapıdır; burası, eski Faroe gıda koruma yöntemine saygı duruşu niteliğindedir. Mevsimlik ve yerel malzemelerle öne çıkan, özel olarak fermente edilmiş yemekler sunulmaktadır.
2. Gün | Vágar adası
Gásadalur ve Mulafossur şelalesi:
Mulafossur, Faroe Adaları'ndaki Vágar adasının batısında, sahil kasabası Gásadalur'un eteklerinde bulunan bir şelaledir. Bu şelale küçük bir dereden beslenmektedir ve yaklaşık 30 metre yüksekliğe sahiptir. Múlafossur, dünyada doğrudan denize akan birkaç şelaleden biridir. Bu şelale, çevredeki manzaranın muhteşem manzarasını sunar ve sarp kayalıklar ve dağlarla çevrilidir.
Leitisvatn'ın asılı gölü:
Vágar adasında, fiyortların, kayalıkların ve karakteristik Atlantik manzarasının kalbinde, Faroe Adaları'nın en büyük gölü olan ve aynı zamanda “okyanusa bakan göl” olarak da bilinen görkemli Leitisvatn yer almaktadır.
Bu doğal taşın dikkat çekici bir özelliği var: Belli yüksekliklerden bakıldığında optik yanılsama oluşuyor.
Bu perspektiflerden bakıldığında göl, Atlantik Okyanusu'nun üzerinde asılı duruyor gibi görünüyor ve “asılı bir göl” izlenimi yaratıyor. Bu panoramik manzara noktalarına giden patikalarda yürümek unutulmaz bir deneyim sunar. Doğrudan denize akan ve kendinizi Faroe Adaları'nın vahşi ve bozulmamış güzelliğine tamamen kaptıran muhteşem Bøsdalafossur şelalesini düşünmek de mümkündür.
Trollakonufingur | Cadının Parmakları Yolu:
Yürüyerek kolayca ulaşılabilen, Trøllkonufingur Yolu olarak da bilinen Witches' Fingers Yolu, ortalama 48 dakikalık yolculuk süresiyle, yaklaşık üç kilometre uzunluğunda, genellikle kolay kabul edilen kısa ve keyifli bir yürüyüş sunuyor.
Sonunda denizden 313 metre yüksekte bulunan bir monolit olan Trøllkonufingur'u görüyorsunuz, efsaneye göre şu ana kadar sadece on bir kişi tırmanmayı başarmış.