Bugün sizi İsviçre’ye, daha doğrusu Basel’e götürüyoruz.
Bu şehri kesinlikle her yıl Basel, Miami, Hong Kong ve Paris’te düzenlenen çağdaş sanat fuarı olan ünlü Art Basel ile tanıyorsunuz.
Ancak Basel aynı zamanda Karnavalı (Şubat ayında gerçekleşen “Fasnacht”), Noel pazarları ve aynı zamanda Herbstmesse ile de tanınmaktadır.
“Herbst” sonbahar, “kitle” ise adil anlamına gelir
İsviçre Almancası “Herbschtmäss”, Orta Çağ’ın sonlarına kadar uzanan atalardan kalma bir geleneğin sonucu olan ve 30 Ekim’den önceki Cumartesi gününden itibaren düzenlenen, İsviçre’deki en büyük lunaparktır.
Kentin kültürel mirasının bir parçasıdır ve her yıl İsviçre’den ve yurtdışından, özellikle de üç uluslu bölgeden (İsviçre, Fransa, Almanya) yaklaşık bir milyon insanı çekmektedir.
Hadi daha yakından bakalım…
Herbstmesse şehrin 7 noktasında eğlenmek demek!
Orada genç yaşlı herkese şehir manzarasının tadını çıkaracak, Münsterplatz’taki dönme dolabın kabinlerinden birinde rahatça oturacak, Messeplatz’daki “serbest düşüş turunda” korkacak ya da küçüklerinize eşlik edecek eğlenceler bulacaksınız. birçok çocuk eğlencesinden birinde.
Ama Herbstmesse aynı zamanda…
Kırmızı veya beyaz bir “Glühwein”, sıcak şarap içerek ısınabilirsiniz.
Ya da lezzetli bir “Chäsbängel”, peynir fondü ile doldurulmuş bir baget (en sevdiğim atıştırmalık, buna fondü adını veriyorum), küçük bir raclette veya Flammenküche yiyerek açlığınızı giderin.
Tatlıya düşkün olanlar ise, diğer şeylerin yanı sıra, biraz zencefilli çöreğe benzeyen ve küçük pembe torbalarda sunulduğu için tanıyacağınız bu küçük geleneksel buzlu bisküviler olan Magenbrot’u tadabilir. Magenbrot “mide ekmeği” anlamına geliyor çünkü sindirime yardımcı olduğuna inanılıyor.
Bir tur atmak ister misin? Şimdi !
Basel fuarı geçtiğimiz Cumartesi günü başladı ve 2 hafta sürecek (28 Kasım’a kadar).
Paris’te yaşıyorsanız TGV Lyria’ya binin, 3 saat içinde orada olursunuz.
Tereddüt etme !
Sandra Fabre