Japonya’da sonbahara “spor sonbaharı” da denir. Ekim 1964’teki Tokyo Olimpiyatları’ndan sonra spora adanmış bir resmi tatil olan “Spor Günü” kuruldu.
O zamandan beri fiziksel aktiviteler için ideal iklimi sayesinde bu sezon maraton, bisiklet yarışları gibi birçok spor etkinliğine ev sahipliği yapıyor. Şu anda Japonya’daki herkes için bisiklete binmek, yürüyüş yapmak veya golf gibi diğer açık hava etkinlikleri için harika bir zaman.
Takım ruhunu geliştirmek
Japonya’da spor, basit fiziksel performansın ötesine geçiyor; nesilden nesile aktarılan sosyal, kültürel ve manevi değerleri aktarır. Undokai okullarda sadece spor etkinliklerini değil aynı zamanda takım ruhunu, birlik ve işbirliğini de ön plana çıkarıyor.
Bazı işyerleri veya toplum merkezlerinde de düzenlenen bu toplantılar, bağları güçlendirmek ve ortak anılar yaratmak için bayrak yarışı, halat çekme veya engelli parkurlar sunuyor.
Bu takım sporu kültürü, en popüler sporlardan biri olan beyzbolda da mevcuttur. Her bölgenin kendi ekibi vardır. Ve şarkılar, danslar ve popüler bir atmosfere sahip maçlar gerçek birer gösteri.
Gezginler için Tokyo Dome veya Sapporo gibi stadyumlarda bir maça katılmak; spor, gastronomi ve kültürel eğlenceyi birleştiren sürükleyici bir deneyimdir.
Spor, Japon kültürünün bir yansıması
Japonya, mirasının gerçek ifadeleri olan ikonik sporlarıyla tanınır. Sumo, geleneklerin, ritüellerin ve gösterinin birleştiği atalardan kalma bir disiplin olarak merkezi bir yere sahiptir.
Resmi turnuvalar yılda birkaç kez Tokyo, Osaka, Nagoya ve Fukuoka gibi farklı şehirlerde düzenleniyor. Ziyaretçilerin sumo ahırlarında sabah antrenmanlarına katılmaları da mümkün. Sumo da ihraç ediliyor ve 2026’da Paris-Bercy’de uluslararası etkisini gösteren büyük bir turnuva bekleniyor.
Modern ama derin bir Japon disiplini olan Judo, ziyaretçilerin judokaların eğitimini gözlemleyebileceği ve hatta tüm dövüş sanatları meraklıları için benzersiz bir deneyim olan başlangıç oturumlarına katılabileceği Tokyo’daki Kodokan’da keşfedilebilir.
Karate, dövüş mirasıyla tropik manzaraları birleştiren bir destinasyon olan Okinawa’da doğdu. Gezginler oraya giderek sadece bu sanatın köklerini değil, aynı zamanda cennet gibi plajları, UNESCO listesindeki kaleleri ve Okinawa’yı Japonya’da eşsiz bir yer haline getiren karma kültürüyle bir bölgeyi keşfederler.
Kyudo veya Japon okçuluğu, samuray kültürüne kök salmış atalardan kalma bir dövüş disiplinidir. Edo döneminin önemli bir kültür ve sanat merkezi olan Kanazawa’da, otantik dojolarda kyudo öğrenerek benzersiz ve sürükleyici bir deneyim yaşamak mümkün.
Metin, Fransa’daki Japon Ulusal Turizm Ofisi (JNTO) adına AVIAREPS ajansı tarafından sağlanmıştır.