Seyahat Eden Kızların Cevaplamaktan O Kadar Bıktığı Büyük Soru

Gündelik sohbetlerde bu soru yeniden gündeme geliyor. Almanya’da araba sürerken, Zimbabve’de ikindi çayı içerken veya Kamboçya’da Angkor Wat civarında bir maceranın ortasındayken her yere çarpabilir. Bu noktada artık sinirlenmiyorum bile çünkü insanların sadece meraklı ve biraz da endişeli olduklarını anlıyorum.

Peki ne zaman seyahat etmeyi bırakıp yerleşeceksin?

Ancak soru hatalı. Bu sadece iki seçeneğim olduğunu gösteriyor: Bekar ve sonsuza kadar göçebe kalmak ya da tek bir yer ve kişi seçip beyaz çitli bir ev almak.

Bir an için ‘yerleşmek’ kavramını inceleyelim. Bireysel olarak her iki kelime de moral bozucu (Merriam Webster’ın tanımları):

Yerleşmek: Yavaş yavaş veya dibe batmak.

Aşağı: Daha az derecede, seviyede veya oranda. Yukarının tersi yönde.

Bunları bir araya getirdiğinizde durum daha da kötüleşiyor:

Yerleşmek: Düzenli bir işe girerek, evlenerek vb. sakin ve istikrarlı bir hayat yaşamaya başlamak.

Neden tek ve özgür olmak ya da bağlı ve köklü olmak sadece iki seçeneğim var?

Açıkçası herkesin haklı olduğunu düşünürdüm. Seyahat etmeyi sistemimden çıkarmam gerektiğini ve sonrasında Bay Mükemmel ile tanışabileceğimi düşündüm. Maceraya benim kadar susamış olmasa da ve sırf Çince öğrenmek için Şangay’da yaşamaya hiç niyeti olmasa da, bir şekilde onu son derece büyüleyici bulurdum.

Sonra farkettim ki bu benim hayatım değil. Bu benim hikayem değil.

Tek bir yere yerleşmenin kesinlikle yanlış bir yanı olmasa da yaşamanın tek yolu bu değil.

seyahat et ya da yerleş

Tamamen sağlıklı ilişkiler içinde olan insanlar, hem birlikte hem de ayrı ayrı her zaman seyahat ederler. Küçük çocuklu aileler de seyahat ediyor. Çocukları ilginç, güzel konuşan ve dünyevi insanlar haline geliyor.

Demek istediğim, burada hayatın başka bir düzeyinin kilidini açtığımı, nasıl gezgin olunacağını çözdüğümü ve özgürlüğün gerçekten tadını çıkardığımı hissediyorum. Ama yine de 180 yapmak istemem mi gerekiyor?

Sanırım sonsuza kadar mutlu yaşamak kulağa hoş ve şık geliyor ama bunun sadece sosyal bir yapı olduğundan şüpheleniyorum. Hayır aslında bir Disney yapısı.

Bu her kızın istediği bir şey değil ve sorun değil.

Artık kadınların eğitildiği, güçlendirildiği ve her zamankinden daha fazla kendi başına seyahat ettiği bir gün ve çağda yaşıyoruz.

Ama yine de insanlar neden dünyayı dolaşmayı, sürekli yeni insanlarla tanışmayı, yeni yiyecekler denemeyi ve dünyanın sağlayabileceği en iyi eğitimi almayı seçtiğim konusunda şaşkınlık içinde kafalarını kaşıyorlar.

Sonsuza kadar mutlu yaşayabilecekken neden biri bunu yapmak istesin ki?

Amacım öyle sonsuza dek mutlu olmak değil. Amacım ömür boyu maceralar yaşamak ve bu, ‘yerleşmek’ zorunda kalacağım anlamına gelmiyor.